8.09.2019

Çimento

Çimento torbaları sırt sırta vermiş
Birbirine sokulmuş koyunlar gibi
Çimento işçileri…sanayi devriminin piyadeleri
Niyetleri deli bozuk gibi geliyorlar
Her seferinde umuda biraz daha yaklaşarak
Hava sıcak
Havada fırın kızgınlığı
Sırtındaki yük pamuk olsaydı iyiydi çimento işçisinin
Uzanıp sırt üstü yatmış, evindeymiş gibi
Ama bu çimento yok mu?
Ellerde, ayaklarda, saçında, başında
Çimento grisi, kurşun ağırlığında bir toz
Bir de oturdu mu çimento tozu insanın gözünün yaşına
Dibi beton olur kalır
Çimento oturduğunda insanın boğazına.
Ama….
İleride bir yerde şehir, ‘’çimento’’ diye inliyor.
‘’Çimentoo’’
‘’Çimentoooo’’

3.08.2019


EFENDİMİZ KAPİTALİZM
Efendimiz uyandıysa sabah olmuş demektir,
Günün ilk ışıklarıyla kalkıp
ve kurulmuş saat gibi
ve koşar adım tükeniyoruz.
Ellerimiz, alın teriyle ıslanmış ömrümüzün hamurunda
İşliyor hiç durmadan düzenin yalan değirmenleri
Babalar döndüyse eve akşam olmuştur demektir,
Ekmeğin lafı yok, bardak boş
O yorgun adamlar bardağı görüp de susuzluktan ölmemeli
Çocuklar diyorum; acıkınca yiyebilmeli
Tutabilmeli bir ucundan bir parça etin
Akşamları yorgunuz, nerden gelip nereye gittiğimizi düşünmek için
Düşünmeye başladığımızda efendimiz uyumuş demektir
Fikrimiz, efendimiz uyuduğu sürece özgür.

12.08.2018





Beni kurtar;
Bu içimdeki bahçesi talan edilmiş bir haşhaşın cinnetidir.
Ellerimi bırakma;
Kanıma karışıyor gülüşün.

21.07.2018

Simit de yiyemeyecek artık martılar.
Muhallebiciler gibi pastaneler de kapanacak.
Bakkalların önünden geçerken çocuklar gözlerini veresiye.

Veresiye alınan ve yakılan sigaralar,
O kadar da romantik gelmeyecek artık şairlere.
İkinci yeniciler illa ki bundan da dem vuracaklar
Ve çıkartacaklar kravatlarını boyunlarından.

Emperyalistlere nefret,
Kapitalistlere küfür,
Liberallere biraz nasihat.
Ellerimiz politik elbet
Ellerimiz mandalina soyarken kurtarılmıyor memleket.
Bir şiir, bir tetik elimizde.
Bir şiir, bazen bir cenaze marşı.
Ve bir mezarda Fransız devriminden beri solmayan bir gül
Ülkece bakakalıyoruz bir ölünün ardından.

7.07.2018

Terledikçe aklanan yüzümüz var bizim
Artan rakamların arasından sızar göğsümüzdeki kan
Ekmek yeniden anlam kazanır elimizde
Zarif bir adamın tavsiyesidir;
Bir kalbimizin olduğunu her defasında hatırlarız
Sevmezsek, helak olacağımızdan korkarız
Kitaplar yazmazdı bunu, yazsınlardı…

 Ufak bir mola arasında insanı anlamakla meşgulüz
Sigaranın nasıl içileceğini
Ve çayın nasıl demlendiği öğretmekle
Bizi iki molanın arasında öldürüyorlar, her defasında başka başka
Üzgünüz yani yeteri kadar.
Yetmiyor; başka ihsan da istiyorlar

 Gün akşam olunca eve dönüyoruz
Aklımızda taksit taksit acılarımız
İşgal edilmiş sığındığımız tüm umutlar
Kitaplar biraz da bunları yazsın

 

14.06.2018


Gecenin üçünde vardiyana kalmışım senin
Telsizimde buğday tenli türküler
Göğsüme doğru savrulan bir balyoz
Ciğerlerimin filmini çekseler,
Sanki bir sabahçı kahvesinin kül tablası
Şimdi kimin kini varsa durmadan sigara sarsın
Ve bütün ağrılarımı bir peşinat saysınlar…

 Bir fabrikada mengene vurmuşlar şakaklarıma
Ve yazdığım şiirler ne kadar da kanlı görünüyor kapitalin avucunda
İki nefes arasında bir sigara,
Sabaha kadar yürüsek,
Umuda su taşıyan karıncalar misali.
Bir bakmışsın iyileşmiş dünya... 

27.05.2018

 
Sen aklıma düşünce
Düğmeleri birbirine kavuşmayan gömlekler diker terziler
Toz koparan delikanlı gibi yeni yetme bıyıklarım çıkar
Gönlüm daraldığında burayım diye
Ellerime baksanız, titriyor
Ellerime baksanız sanırsınız yetmişimdeyim
 
Sen aklıma düşünce
Paslı bir demiri çıkarıyorlar ciğerimden
Oysa bir atı nalından çivilenmişlerdi bir kaldırıma
Şimdi semerini koparmış gibiyim
Aklım şimdi bir elma ellerinde; ikiye bölünmüş
Cebimde bir ölmek saklamıştım, bir de beş metelik
Nerde ne zaman düşürdüm, anlayamadım

 Sen aklıma düşünce, ben bir kuyunun içine düşüyorum
Ütüsü bozulmamış henüz Yusuf’un rüyasının
Sen gül kokuyorsun, ben şair oluyorum.
Çocuklar şen şakrak,
Babalar bekleniyor akşamüstleri dört gözle
Henüz kör değil Yusuf’un babasının gözleri de
Kadınlar bir türküde kayboluyor aynı vakitlerde
Telgrafın tellerine kuşlar konuyor
Sen aklıma düşünce
Herkes sevdiğine böyle mi yanıyor…

26.04.2018





senin köylün olayım
senin toprağın
bir tohum çiçeğe yatsa geceleri
gözümün önünde açar yüzün



yağmurun diline dolanmış bir şarkısın sen
güneşin daha iri doğduğu köyde
yağmur duasına çıkmış bir köylüyüm ben


köylünüm ben
toprağın olayım
sensin bana sanki benden



Kan Bilir


Beynim ve yüreğim
Senin ellerinde iki bıçak gibi
Birbirini körelten 
Ordaydın, canevimde
Değdiğin yeri biraz daha kanatıp
Yaralarıma biraz daha tuz basarken
Kan bilir de aktığım nehirleri
Siz yine de kimvurduya sayın beni

2.01.2018


Önce yeşili bitirdiler
Sonra beton duvarlar dibinde büzüşmüş buldular bizi
-Ki her mesai başında biraz daha yükseldi o duvarlar-
Kimi, gördü
Kimi, görmedi
Kimi, zaten kördü

Üzerimizde ateşi yeniden keşfetti
Şeytan denilen düzen
Kimi, çığlık çığlığa
Kimi, sessizce güldü
Kimi, insansızlığımızı süzdü

Telsizimizden yeşil renkli türküler söyledik
Yeniden yeşertmek için dünyayı
Kimi, duydu
Kimi, sustu
Kimi, pustu