Yıllar önce kapağının altında 'Öylesine bir çiçekten' yazan bir notla hediye edilmişti kitabı. O zamanlar ne aradığımı bilmiyordum ve onu diğer çiçeklerden daha özel ve önemli yapacak vakti ayırmamıştım ona. Onu sulamadım ve onu camdan bir korunakla korumadım. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engellemedim. Tırtılları onun için öldürmedim. Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinlemedim. Suskunluklarına katlanmadım.En başta onu o gezegende öylece bırakmıştım.
Ama kitapta söyle diyordu:''Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir''. Oluyordum zamanla ve ''kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundaydım''
Şimdiler de filmini de çekmişler:
''Senin gezegenindeki insanlar'' dedi Küçük Prens.''Tek bir bahçeye beş bin gül dikiyorlar ama yinede aradıklarını bulamıyorlar...''''Evet bulamıyorlar '' diye yanıtladım onu.''Halbuki,aradıkları tek bir gülde ya da bir yudum suda olabilir.''''Haklısın'' dedim.Bunun üzerine küçük prens şöyle dedi:''Ama gözler gerçeği görmez ki.Yüreğiyle aramalı insan.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder