Çok gezmiş, çokça da görmüş
Kervanlar, bezirgânlar diyarı Anadolu
Taşıma suyla nice değirmenler döndürmüş
Cefakâr Anadolu
Çok savaş görmüş, toprağı biraz kırmızı
Uğruna şiirler düzülmüş türküler yakılmış Anadolu
Bir de Anadolu’yu Anadolu yapan analarımız
Gözlerini çoktan sokak kapısına bağışlamış
Artık görmez olmuş ipte asılı unuttuğu
Renk renk çamaşırlarını
O çamaşırların artık rengi atmış
Tanrıya adanmış dua bayrakları gibi
Sallanır durur hala
Anadolu, sen ki adaklar sinisi
Çapına göre epey bereketli
Sayarsak eğer sürüsüne bereket
Yolu gözlenenleri
Ve anaların yolda kalmış gözlerini
Bahçelerinde yetiştirdiği çiçekleri
‘’Bu sarı yiğidime, bu yeşil gözlüme’’
Öyle güzeldir renkleri
Ama renginden çok sesi alır sizi
Bir çiçek konuşmayı bir anadan öğrenmiştir çünkü
Ağıt yakmayı, bir türküyü, bir ninniyi
Yani dert ortağı olmayı,
Umut olmayı,unutturmayı,
Arka bahçede bir de yabanıl eriklerin yetiştiğini
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder