1.02.2011

Adsız

Ben, bir cesedin kadim yoldaşı
Hiç dokunulmamış bir Cumanın
Hiç gün yüzü görmemiş bir gece vakti
Güneş kadar sevdiğimden ayrıldım
Hüzünlüydü yazılan ne varsa yazgı niyetine
Ve katran damlıyordu gecenin kirpiğinden
Kandilim ürkek yıldızlardı sadece
Sırtımda boylu boyuna uzanmış yine aynı cenaze
Yürüdüm… Dağ, tepe, taş, toprak…
Nereye baksam adsız bir mezar taşı
Her birinin başucunda
Gözyaşıyla beslenmiş,
Toprağın tuzuna çoktan destur vermiş,
Güle öyküneyim derken kan tüküren çiçekler…
Ve dört bir yanım Yakup hüznü
Anladım, tam vaktidir ölünecekse
Birkaç damla yaş düştü önce
Her defasında mil çekiliyormuş gibi gözüme
Yine de yüzümde tanrısal bir gülümseme…
Dedim ki, ne güzel ölüyorum Tanrım
Şimdi ben ölüyüm sere serpe
Şimdi ben ne kadar da ölüyüm
Ne kadar masumum günah yargıçlarına inat
Bir kül zerresi kadar da hafifim
Yorulmuşum bu cenazeyi taşımaktan

Ve adsızdır benim de mezar taşım
Taşta değil, toprakta bir ateştir adım
Ben ateşi canıyla harlayan bir canım


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder