Yarım paket sigaram var daha, bir de bir deste kibritim. Bakmayın; çok içmem aslında. Arada bir özenirim çok sevdiğim bir şaire. Yazmak gelir o anda içimden, yakarım bir tane. Ama bulamam o şairin sözcüklerini. İçim söyler de, el mahkûm, dilim nasırlı. Dilim acır ne zaman bir şiir düzsem. Kızarım şiirin ta kendisine. Oysa şiir dediğin nedir ki, kahpe bir heves gibi gelip geçici. Küfür de sayılabilir, bir nevi... Biliyorum o şair de sağlam küfür ederdi... Öte yandan kızamıyorum şiire... Nasırdan bihaber pamuk dilimin, efkârımın devrinin hatırı var şimdi. Bir vakitler, gönlümü ne hoş, beni de ne sarhoş eyledi. Rakıyı da kendine meze etmedi mi. Biliyorum, o da sahibini arar durur. Beni ne yapsın. Şehvetli dudaklardan çıkmak vardı ya da onların arasında erimek. Titrek bir kanarya kanadına konmak vardı, göçmek vardı bir dilberden başka bir dilberde... Bıkmış olmalılar ki bir sarhoşu teselli etmekten, sigara paketlerinin üstüne yazılmaktan, gittiler... İyi ki, sözcüklerin tamamını aldı şiir giderken. Bir satırda başka bir kelimenin asla dolduramayacağı boşluklar her zaman hüzünlendirir beni... Bir şiirin yalnızlığı, noksanlığı gibi ve bendeki bu suskunluğun lisanı gibi sözcükler de gitti sessiz sedasız, yitirdim... Bu kadar, şiir de bitti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder