Bir köyüm vardı benim
Portakal ağaçları dikili
Limon çiçekleri hiç solmamış
Ve illa ki gelincikleri...
Bir köyüm vardı benim
Ellerimle bölerek yerdim peyniri
Üzümü salkımından yiyip
Şarabımı da şişesinden içerdim
Öyle sevmek istedim seni de
Ağzından başlayarak sevmeye
Kafayı seninle bulmak istedim
Kendimi bulmak sonra bulutların üstünde
İsayı seçmek uzaklardan
Bir buğday tarlasının ortasında
Ellerinde kankırmızısı gelincikler
Ağzında son yemekten kalma şarabın
Mis gibi kokusu
Öyle almak kokunu devşirme hülyalarda
Sarhoş olmak buram buram
Ve ağlamak bebekler gibi
Yani
Anadan doğma sevmek seni
Öyle çırılçıplak
Ve yeniden doğmak ellerine
İsterdim
Bir köyüm vardır benim
Adını sen koymak isterdim
Güneşi ol, kavur
Suyu ol,ak isterdim
Seninse şehirlerin vardı bir tek
Oysa benim hiç şehrim olmadı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder