Yaşam tesadüfi değildir biliyorum. Benim bu şehre gelişim de
öyle. Ben bu şehre geldiğimden beri şiir yazmaktan başka bir şey yapmadım. Şiir
için gelmiştim bu şehre. Benim tüm hayat hikayem buydu sanki. Şiir kadar kısa
ama bir o kadar da öz. Bu benim gibi bu şehre
alışık olmayanlar için tuhaf bir ökyüydü elbet ama yıllarca İstanbul’da yaşayanlar
için alışılagelmiş bir öyküydü belli ki. Gözleriniz ele veriyordu bu şehre
yabancılığınızı. Benim gözlerimin bakakaldığı, ağzımın açık kaldığı şeylere şaşırmıyordu
insanlar. Kelimelere de alışkındılar. Erkekler söylemeye, kadınlarsa işitmeye
doymuştu. Oysa kelimelerden bu kadar
bıktıysalar sesler vardı. Örneğin denizin sesi. Denizin sesi herdaim bir
şiir gibi kendini dinletebilmiştir bu şehirde. Ve ya şehrin sesi; vapurlar, kornolar,
megafonlar, çagı çengi kıyamet... Gerçek kelimeler onlarda saklı biliyorum ama
insanlar tamah etmiyorlar bu şehirde şiire ve kelimelere. İnsanların
sessizlikleri arzuladıkları bir esaretmiş gibi gıklarını çıkartmıyorlar. Şimdi kelimeler
yerine eller moda gibi görünüyor. Küçük sürtünmeler ve elleşmeler...Sinemalarda,
dolmuşlarda, kuyruklarda ve bir erkeğin ve bir kadının olabileceği heryerde.
Elim kimseye sürtmesin diye sevdiğim bir şairin kitabını tutuyorum. Kadıköyden kalkan bir
vapurdayım. Şiir okumak için iyi biryer diye düşünüyorum. Açıp okuyorum. İnsanların tüm bu esaretine inat kelimelere bırakıyorum
kendimi. Sözlü olmalarını tercih ederdim ama yazılı olsalar da iyi geliyor
insana. Beni yeniden bağlıyorlar bu
sessiz dünyaya. Ve şair sustuğunda dalgaları dinliyorum beni nereye
götüreceklerini merak ederek. Tam da o zaman bir kadına rastlıyorum. Bana doğru
bakıp gülümsüyor gibi. Gözlerim uzağı çok iyi göremediğinden gözlerimi kısarak
bakıyorum. Evet yanılmamışım; gülümsüyor. Yaşam tesadüfi değildir biliyorum bu
yüzden ben de gülümsüyorum. Kalkıp yerimden onun oturduğu tarafa doğru
yürüyorum. Her adımda tanıdık geliyor bu yüz. Ve şehrin tam ortasında bu şehri
yeniden bölen o güzel sesi duyuyorum;
-Ne güzel tesadüf değil mi?
-Tesadüf?
Diyebildim.
Sesi sanki eskisinden daha güzeldi ama tüm şehri sessiz esaretinden kurtardığı için de aşık oldum bu sese. Akabinde istanbul'a... Sesinde İstanbul saklıydı sanki.
Sesi sanki eskisinden daha güzeldi ama tüm şehri sessiz esaretinden kurtardığı için de aşık oldum bu sese. Akabinde istanbul'a... Sesinde İstanbul saklıydı sanki.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder