8.08.2013

Hıdırellezim


kadınlardan biri bir ateş yaktı bu şehirde
zalimliğini gizleyerek
ve hoyrat saçlarını savurarak
esen rüzgarın arasından
salınan eteklerinin fısıltılarıyla
erkeklerin yüzü küçüldü bir bir
ve unutturdu hepsine
her sabah hiç olmassa bir dilim ekmek yediğini

sendin hep sendin
rumeli kasabalarında dolanan
artık gelmeyecek baharlarıma
yasemin çiçekleri çıkartan bohçasından
ve ellerin bir masada gezindiğinde
çoğaltan dokunan en güzel örtüleri

sen atlayıp geçtiğinde yanan bir ateşin üstünden
uçuşan küller asılı bırakır bu şehirde yürekleri
nehirler kurur
karşıdan karşıya geçilmez
ve kuşların da kanatları yoktur bu bahar
alıp götürecek beni uzaklara

6.08.2013

Gülibrişim

sen uyusan geceyi karşına alıp
güneşin izi  nasıl da çıkar yüzünde
geceler ipeklenir, beyaz
yürüyecek caddem olur
kırmızı,mor kafiyelere ayak uyduran yalnızlığımla
bir şiir...
bir satır...
doldurur gecelerimi...
iyi de nasıl bir sarhoşluk ki bu
gövdemin
gövdene değmesine Tanrı bile izin verir
bir temmuz gecesi
sanki başımızın üstündeki nar gölgesi
ve pembe tüyleriyle gülibrişim
kaderin keskin tırnaklarıyla budadığı
huzursuzluklarından sıyrılmış gibi
sabah olmasın istiyor
bin yıllık uykusundan uyandığında
su kandırsın istiyor
göğsümün son yanından akan suyun
denizler üstünden geldiğini bilmeyerek...