2.12.2013

Kahrolsun Plato



 

-Neden beni sevdiğini söyledin?
-Çünkü seni seviyorum.
-Yani platonik aşk ha?...Hayatım boyunca platonik aşktan başka birşey yaşamadım.Şimdi ne diyeceğim biliyor musun?Kahrolsun Plato; kendini teslim edemediğin tüm aşklara lanet olsun...


 

18.11.2013

''sanırım o zamanlar birileri girmiş hayatımıza'' diyorum.


-Sanki biz bir otel işletiyoruz seninle.Günün sonunda da kırmızı beyaz pitikareli bir masada oturup, mutfakta kalanları yiyip, şarap içip, hesap çıkarıyoruz.
Tüm yaptığımız bu.

7.11.2013

Sır


Böyle kal
Uyanma sakın
Uyurken benim sırrımsın
Uyanınca gerçek ve herkesin olacaksın

3.11.2013

Kelimelerin Kadını

''Gidecek bir yeri yoktu.
Kendine bir çiçeğin adı verilmişti
Ve kelimelerin arasında yaşıyordu
İnsana şaç baş yolduran sıfatlar...
Bazısı insanın aklına zorla giren ot gibi büyüyen fiiller vardır.
Oysa nazikçe zihnimden yüreğime girdi.

Aşk hikayelerinde yalnızca aşk yoktur.
Bazılarında tek bir seni seviyorum bile bulunmaz
Yine de birbirimizi seviyoruz.

Eşine az ratlanır bir cevher;
Ona şans eseri parkta rastlamıştım
Fazla yer tutmuuyordu,
Tüylü bir güvercin kadardı
Kelimelerin, isimlerin arasında kaybolmuştu
Bana sayfaları gözlerimin önünde canlanan kitaplar verdi

Şimdi gitme!
Daha vakit gelmedi bekle
Daha vakit gelmedi
Gelmedi küçük çiçeğim
Bana kendinden birşeyler daha kat
Bana yaşamından birşeyler daha kat
Bekle!

Aşk hikayelerinde yalnızca aşk yoktur
Bazılarında tek bir seni seviyorm bile bulunmaz
Yine de kendimizi seviyoruz''

05.10.2013

Dildeşinden ayrı düşsen
Yıllardır dilsizsen
Solmuşsa camda fesleğen
Ne olmuş,ne olmuş?

Kitaplar defterler kalemler
Hepsi senden ilgi bekler
Okumazsan bir gün eğer
Ne olmuş,ne olmuş?

Sokakta yürür yanında
Otobüste de karşında
Tanışmamışsan daha
Ne olmuş,ne olmuş?

Yollarda bil ki neşen
Bazen seni terkeden
Çağırsan da gelmez hemen
Ne olmuş,ne olmuş?

Üçün kübü dolacak
27 sin ne olacak
Güzel kızlar koşacak
Kimbilir, ne olur?

E.D.G

21.10.2013

Çayın Suyu


ben bir  fincan çaya sarılmayı severim
sense kendine
iki elinle

benim saçlarıma kar yağıyor
belki senin saçlarına yağmur
üşüdüğün doğru mu?
uzaklarda olduğun gibi

kavak ağaçları kar tutmazmış
bazı şehirlere hiç yağmur yağmadığı gibi
yağarsa bir gün seni uyandırırım
ıslanırsın
belki çayın suyunu da koyarsın

19.10.2013

Kara Kaplı


Sabretmek Kaldı Sabret Şimdi..

mavisini yitirmiş bir hayattı..hep de oyle kaldı gokyuzu yarım.Çimlere basmaya hasret bunlar özlemdi öncelerii..soraları baska ozlemler aldı yerlerını..acıydı gerıye kalan mucadelendı..sana hep guclendın dedıler sen dahada mucadele ettın hep dırendın yerı geldı acına ağlayamadın bıle..çünkü sana biçilen dımdık durmaktı hayatta..bırılerı geldı ve gıttı..herbırı senden bırseyler aldı,belkı yerıne koydun belkı koyamadın..ama koysanda asla hıcbısey eskısı gbı olmadı,olamadı..kalbını kırdılar hoyratça ve arkalarına bıle bakmadılar..gerıye parçaları bırlestırmek yıne hep sana kaldı..ellerın oldu,gözlerin oldu;annen;babn;özlediğin çocukluk,arzuların oldu..başka limanların olduu sığındığın kendını kırlettın belkı bu limanlarda..sora boşver dedin belki ama aslında boşverdiğin falan yoktu,sende bılıyordun..sokaklara attın kendini,sarhoş oldun bıttı sandınn ama bır şarkı bir cadde bir söz yeniden senii ona götürdü..en zoru özlemi bastırabilmektii..özlem nefesini kestii..yürüdün yürüdükçe yollar bitmedii,ayaklarına hep bişiler battı kanadı belkidee,hissetmedin çünkü canımı daha fazla yakıcak bişey yok dedin hep..kendine dönüp hiç bakmadın..nerdeyım,napıorum,ne istiyorum diye!keşke sorabılseydın kendıne ama kızma kendıne sana bu hakkı vermediler hiç..yüreğin acıdıı çok derinden,belkıde ılk defa bu denlı hıssettınn yüreğini..yandı yandı yandı..gözyaşlarında bitti artık geriye sabretmek kaldı sabret şimdi..

R.U.

Sen Nasıl Görünüyorsun Bugün?

selamlar olsun...

hani bir masal vardı Deyiş;iki kardeşten biri diğeri onu bulabilsin diye ardında ekmek kırıntısı bırakıyordu.ormanda yalnızdı çocuk.

masaldaki çocuğum ben de...
sana cümleler bırakıyorum,ekmek kırıntıları gibi...belki de kendi kırıntılarım onlar,kırılmışlıklarım.-ah kimselerin vakti yok oturup ince ince düşünmeye-

oysa bugun güzel bir gün olmalıydı deyiş...bunu doğum günümde istemek çok mu olur Deyiş?güzde doğduğumdan mıdır bilmem,niye böyle hissediyorum kendimi.ne yapsam herde bir hüzün tortusu...yağmur yağıyor,sokak ağlıyor...ben ağlamaklı...
yüzümde çok belirgin bir yorgunluk...saçımın rengi yüzüme bulaşmış bir yolunu bulup...
sonbahar ninni söylüyor sanki...uyuyayım bari diyorum,sonra illa ki uykumu kaçıracak bir şeyleri önüme getiriyor; çalışan makinaların uğultusu ya da düşen yaprakların belli belirsiz sesleri,hiç farketmiyor...
burda hava soğuk...hani birileri gel dese bugun beraber üşüyelim, o zaman güzel de olacak...
demiyorlar...

güzel başlamadım güne..başlayacak bir an olmadı, çünkü bir ertesi gün hiç bitmedi...
ve o bitmeyen günde neler neler oldu...
keşke anlatabilsem...
geriye sadece sabretmek kaldı...ve yine güçlü gibi görünmek...

sen nasıl görünüyorsun bugün?


18.10.2013

2046


” AŞK BİR ZAMANLAMA TANIMIDIR ER YADA GEÇ DOĞRU İNSANI BULMAK DEĞİL ”

Göğebakan

göğe bakarak konuşan bu deli
kulağı sesine aşina
bırakın sağır kalsın
ses etmeyin, gördüğü hangi rüyadadır kimbilir
püskürür ağzından söz, kanar gibi
düşleri de öyle
içinde dönüp duran bıçak gibi

deli göğe bakar bir durakta
ben yere durmadan
boylu boyuna uzanmış ayaklarımız
keder, yerli yerinde

8.08.2013

Hıdırellezim


kadınlardan biri bir ateş yaktı bu şehirde
zalimliğini gizleyerek
ve hoyrat saçlarını savurarak
esen rüzgarın arasından
salınan eteklerinin fısıltılarıyla
erkeklerin yüzü küçüldü bir bir
ve unutturdu hepsine
her sabah hiç olmassa bir dilim ekmek yediğini

sendin hep sendin
rumeli kasabalarında dolanan
artık gelmeyecek baharlarıma
yasemin çiçekleri çıkartan bohçasından
ve ellerin bir masada gezindiğinde
çoğaltan dokunan en güzel örtüleri

sen atlayıp geçtiğinde yanan bir ateşin üstünden
uçuşan küller asılı bırakır bu şehirde yürekleri
nehirler kurur
karşıdan karşıya geçilmez
ve kuşların da kanatları yoktur bu bahar
alıp götürecek beni uzaklara

6.08.2013

Gülibrişim

sen uyusan geceyi karşına alıp
güneşin izi  nasıl da çıkar yüzünde
geceler ipeklenir, beyaz
yürüyecek caddem olur
kırmızı,mor kafiyelere ayak uyduran yalnızlığımla
bir şiir...
bir satır...
doldurur gecelerimi...
iyi de nasıl bir sarhoşluk ki bu
gövdemin
gövdene değmesine Tanrı bile izin verir
bir temmuz gecesi
sanki başımızın üstündeki nar gölgesi
ve pembe tüyleriyle gülibrişim
kaderin keskin tırnaklarıyla budadığı
huzursuzluklarından sıyrılmış gibi
sabah olmasın istiyor
bin yıllık uykusundan uyandığında
su kandırsın istiyor
göğsümün son yanından akan suyun
denizler üstünden geldiğini bilmeyerek...

30.06.2013


Al beni
mendilinin bir köşesine
 
Oyala beni
bir yaz günü
yüzünde

Ben Sana Uyar'ım

 
 
 
 
 
 
 

Kalkıp geceden odama geçiyorum
Üşümüşüm biraz
Belki de kar yağıyor
Ellerime bakıyorum; tek kişi bile etmiyorum
Hüznümü zor zapt ediyorum ceplerimin içinde
Çıldırıyorum sonra
Bir şiir yazasıya 
Sen uykudasın
Yatmışsın yatağına
Bir gün uyanırsak aynı sabaha
Mavi bir gökyüzümüz olsun
Bir martı parıldayarak süzülsün
Biz ona bakalım
Sen uyan yeter ki
Ben sana Uyar’ım

12.03.2013

Pişman Olma,İyi Bir Şiir Yaz.


kötü kadınlara iyi şiirler yazdığım söylenir.

hayır,

iyi şiirlerime
kötü anılar yazıyorum sadece...

3.03.2013

Ah Bu Gönül Meselesi...


hayat meşgalesidir
gönlüm daralınca burarım diye
ben bıyık bırakırım bırakmasına da
parmaklarını hissetmiyor ki bu adam
seni görünce...

27.01.2013

Yerçekimli Karanfil

 














“Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.”
 

19.01.2013

Hoş Geldin Kadınım

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur; nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var, 
susamışsındır; buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın, avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

12.01.2013

Salı-Çarşamba-Perşembe

bugün günlerden çarşamba
diyesim gelmiyor mesela
bir salı var elimde
bir de sen varsın
bir günün içinde
yarın perşembe olacak
ve perşembe perişanlıkmış
bilir misin?