Rüzgar içini çekti
Uyuyanlar oldu aranızdan
Hüzünle bezendi yıldızlar
Yalnızım,
Bunu hep söylüyorum ama tekrarlayım
Yalnızım, yıldızlar kadar
Her şey boşluğu sevmekle başladı.
Üşümek tüm şiirlerin içinde
Isırmak çirkin dudaklarımı- dudaklarımın çok dikeni
olmalıydı-
Gözyaşlarımın akmayası
Yalnızlığımdan, yalnız
Gecenin gölgesinde unutuldum
Siz uyurken, yıldızları tanıdım
Size yıldızları anlatmalıyım bir ara
Yaslanıp bir duvara,
Ah’la başlamalıyım
Sesim ulaşır o zaman özlenmiş diyarlara
Ve elbette size aşkı anlatmalı
Bilirim bir kadını sevmeyi
Sakalım yok ama ben güzel bir insanım,
Beni dinleyin, size aşkı anlatacağım
Aşk ne kadar küçüktü taş iken
Onu bir kadın doğurmuştu, kıyılarıma
Taş… Yolumun üstünde ama sularımı halelendiren
Hep küçük kalmalıydı ama
Ben kendi elimle bir taşı büyüttüm.
Dedim ya boşluğu sevmekle başladı her şey
Hem bir mezar da boşluktu
Bir kadını sevmek de
Bir taşın sessizliği de, aynıydı hepsi
Boşluk… Sonu yok bunun, çaresiziz
Ben kendi elimle bir taşı büyüttüm
Şimdi o taşı kaldıracak gücüm yok
Hem gecenin içinde olduğundan da büyük
Dövdüm onu, yonttum olmadı
Onu yonttukça ben yok oldum
Rüzgâr aldı yıldızlara götürdü tozlarımı
Yolum üstü beni yağmura sordular