10.07.2012

Gazap Üzümleri ( The Grapes of Wrath)




"Eğer yoksulsan ve ekmeğe muhtaçsan sakın zenginin kapısını çalma, çünkü gönülden vermez; git, yoksulun kapısını çal ki elindeki son ekmeği bölüp gönülden vermek nasıl olurmuş, onu gör..."



Anne: Bir kadın, bir erkekten daha kolay değişebilir. Erkekler, hayatı bölümler halinde görür. Bebek doğarsa veya birisi ölürse bu bir bölümdür. Bir çiftlik sahibi olup, kaybederse, bu bir bölümdür. Ama bir kadın için, her şey bir akıntı gibi devamlıdır. Küçük engeller vardır, ama nehir akmaya devam eder. Bir kadın hayatı böyle görür.
Baba: Olabilir ama zor günler geçirdiğimiz kesin.
Anne: Biliyorum. Bizi güçlü yapan da bu. Zenginler gelirler ve ölürler, sonra çocukları da iyi olmaz, onlar da ölür. Ama biz gelmeye devam ederiz. Bizler yaşayan insanlarız. Bizi ezemezler. Silemezler. Biz sonsuza dek varolacağız. Çünkü biz halkız...


Tom: Belki her şey Casy'nin dediği gibidir. İnsanların kendi ruhu yoktur, sadece hepimiz olan büyük bir ruhun bir parçası vardır herkesin içinde. Eğer öyleyse…
Annesi: Öyleyse ne Tom?
Tom: Öyleyse fark etmez. Karanlıkta her yerde olacağım. Baktığın her köşede. Aç insanlar doysun diye kavga verildiğinde orada olacağım. Ne zaman polis birini dövse, orada olacağım. Sinirlenip bağıran adamlar olunca karşına çıkacağım. Aç çocuklar yemeğin hazır olduğunu duyup güldüklerinde, orada olacağım. Ve insanlar kendi yetiştirdiklerini yiyip, kendi inşa ettikleri evlerde yaşayınca, orada olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder