Sadri abi bu filmde de şofördü. Adı da Osman’dı. Türkan yine her filminde olduğu gibi inadına güzel. Efendilik, güzellik, nezaket, alçakgönüllülük hepsi onda... Kâğıt helvası da yiyor, daha ne olsun. Umut fakirin ekmeği derler ya, sen de ye Osman abi, sev sevebildiğin kadar. Hem Sadri abi’nin filmde dediği gibi o da insandı ulan, ne kadar aciz, ne kadar sakil, ne kadar çirkin olursa olsun, o da insandı, onun da sevmeye hakkı vardı, sevecekti tabi. Sevdi, hem de onu makamların en hicazından söyletecek kadar:
Osman ; ‘’yani bir ara kapansam ayağına, “ölüyorum” desem, “ölüyorum türkan’a” be. “ya acıyın bana, bütün ömrümü” desem, “yani onu mesut etmekle, çalışmakla, sevmekle desem” yani böyle yani, Allah be!’’
Türkan’ın kör olan gözlerini ameliyat edebilmek için tek ekmek kapısı olan, James Bond filmlerinden fırlamış kız gibi arabasını satacak kadar, bağrına taş bassa da onu sevdiği adama, Ekrem’e kendi elleriyle bırakacak kadar sevdi. Hiç dokunmadan, ne kadar istese de öpmeden. türkan aralarında şu konuşma geçerken abi dediği Osman abisinin omzuna yaslamıştı oysa güzel başını:
Türkan ; “Abi, hiç.. hiç sevdin mi sen de benim gibi?”
Osman ; “Ben?”
Türkan ; “Hiç aşık oldun mu, abi?”
Osman ; “Evet, tek.. tek bir defa.”
Türkan ; “Sonra?”
Osman ; “Sonra.. sonra çok sevdim.”
Türkan ; “Ya o?”
Osman ; “O bilmiyordu ki. Bilse.. belki, kim bilir. Ama, söyleyemedim.
Cesaret edemedim. Sonra, belki..”
Türkan ; “Uzakta mı şimdi?”
Osman ; “Her an, her saniye böyle… Böyle yanımda. Tıpkı senin gibi. Ama, gene de o kadar uzakta ki.”
Hani şimdi nerde o siyah beyaz filmlerdeki aşklar diyoruz ya, işte tam o cinsten bu film de. Filmin adı ‘Sana Layık Değilim’. ‘Nerde o eski aşklar’ lafı da bana komik gelmiştir hep, bu lafı dillendirenler gözümün önüne gelince bir de. O eski aşkları maziye gömen, şehvetle aşkı birbirine karıştıran, sonra bu aşkları hiç var olmayan bir gezegen de yaşanıyormuş gibi ağzı açık izleyen yine siz değil misiniz? Bu film sizin için tabir ettiğiniz gibi bir aşk filmi olamaz. Bu film sizin için ancak fantezik ve sentetik bir film olur. Sözüm ona, siz yine sevin. Seviyorsunuz ya hem ne kötülük var bunda…
Not: mümkünse gece yatmadan önce bir Yeşilçam filmi, dahası da mümkünse bir Sadri alışık filmi
İyi geceler