Derin mevzulardan bahsedemeyeceğim şu ara. Kafamı işgal eden başka konular var. Onlar da hayata dair ama. En azından benimkine. Bugünkü yazım kendim için gelsin o zaman. Bir şarkı da yollamalıyım kendime yazının en sonunda.
Neyse bugün günlerden belki de en boşu; kısaca özetleyeyim; bir önceki gece zaten uyuyamadığım gibi sabahın bir vakti kalktım derse gitmek için. Bu benim ilk sekiz kırk dersimdi.-chemical reactor design-.çok afili bence ismi. Bu üç kelime bence kimya mühendisliğinin özeti. Zaten bunları diyebiliyorsam şimdi, hem de bu blogda kafayı yemek üzereyim demek ki. Belki… neyse daha afili ve kapsamlı olan dersime girdim sonra; o da chemical enginnering design.Coal slurry ile aklınıza gelebilecek, uzatılıp da uzatılacak bir konu. Bir dönem boyunca ders kapsamında bunu göreceğiz. Hadi bakalım. Ali abinin yemeklerini de yedikten sonra; odama çekildim. Bir süre uyumaya çalıştım ama olmadı. Kalktım, facebookta dolandım, müzik dinledim sonra, müziği arka fonda bırakıp oyun oynamaya başladım-bilgisayar oyunu-.bir kahve koydum kendime. Sıkıldım. Sonra dün başlayıp bitiremediğim resmimi bitirdim. Uzunca bir süre dokunmamıştım kâğıda kaleme ama hala iş var bende. Kendimle gurur duydum. Akşam yemeği niyetine bir şeyler yedim; kepekli ekmek peynir domates, yoğurt. Sağlıklı yaşam hep bunlar. Kahvesizlikten kuduruyorum, keşke gündüz değil de şimdi içeymişim. Neyse baktım olmuyor kafamı meşgul edecek başka bir şey buldum, işte bu bloğu yazmaya başladım. Ve belki filiz izleyip, kitap okurum.
Günün sonunda derslerimi almış olmanın ferahlığı ve projelere arkadaşıyla ve konusuyla ısınmanın verdiği bir huzur var. Ha bir de gülçincan’la yarın göle gidiyoruz kahvaltıya.
Bugünden bahsettiysem geçen günü de anlatmalıyım. Ama şimdi değil, daha sonra
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder