17.09.2010

Umut Yalnızlık ve Karamsarlık


Kendi ellerimle bir duvar ördüm önüme. Bir bir dizdim tuğlaları yan yana ve üst üste. bir volta boyu genişliğinde ve bir insan boyu uzunluğunda. Ne var ne yok hepsi öte yakasında kaldı duvarımın,’’tamam’’dedim,’’oldu bu’’. Görebilseniz siz de çok beğenirdiniz. Çünkü ustalık isterdi böylesi. O kadar çok beğendim ki yakışığı bir isim verdim ona; ’’yalnızlık’’. Sonra örmekle yetinmeyip, duvarı hiçbir beyazın inceltemeyeceği bir siyahla boyadım. Nasıl oldu bilmem elim karaya bulandı. Önce elimden sonra dirseklerimden süzülürken katre katre siyah, boynuma kadar batmışımda farkında değilmişim. Küfür gibi bir ‘’ahhh’’ çıkıverdi ağzımdan.’’hah bir karamsarlığımız eksikti’’dedim. Baktım olacak gibi değil vazgeçtim. Bozsa da sarışınlığımı, yakıştırdım bu katran karalığını. Ben, karamsarlık ve yalnızlık...Battı balık yan gitti madem bu üç yanlış bir doğruyu-umudu- da götürsün dedim ve karalı elimi yalnızlık adını verdiğim duvarıma çiviledim sağlamca. Umut aradan çekildi. Hoşça kal UMUT, biri YALNIZLIĞI ve KARAMSARLIĞI seçti. Yalnızlık, karamsarlık ve ben vardık artık. Umutsa şimdi duvarın öteki tarafında, üç yanlışın kalan son doğruyu da götürmediği, götüremediği dünyada, umutlu insanlar için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder